Tüm Haberler

Süzme Oyunu Türküsünün Hikayesi

Anadolu’yu teşkil eden bölgelerin hemen dörtte üçünde kendine mahsus tarzlarıyla musikili ayak oyunları vardır. Bu oyunların ekserisi de mevzulu olup hareketlerinde mana taşıyan ifadeleri vardır. Ayrıca bu oyunlar arasında bir de karışık oyunlar vardır. Bunlarda kadın-erkek birlikte oynarlar.

Çok geniş olan bu mevzuda bir fikir olarak ancak şunu söyleyebiliriz ki, sosyal yaşayış bakımından oyunlarımızı üç sahaya bölmemiz icap eder:

I: Yalnız kadınlar tarafından oynanan oyunlar
II: Yalnız erkekler tarafından oynanan oyunlar
III: Kadın-erkek birlikte karışık oynanan oyunlar

Burada gösterdiğimiz bu tasnif bir ana bölüm olup, bu üç esas içinden her biri başlı başına bir mevzu olarak ele alınacak olursa, yüzlerce örneklerine rastlanır ki bu saha üzerinde Anadolu’da binden fazla oyun nevi görülmüştür. En çok oyun nevilerine Doğu Anadolu ile Orta Anadolu’nun bazı kısımlarında tesadüf edilir. Bu sahanın bazı bölgelerinde, oyun hakkında halkın ayrıca bir inan ve telakkisi de vardır. Bu inana göre oyun insanlar için öyle bir ihtiyaç ki, arzunun ve yapıcılığın; olgunlaştırıcı, hazırlayıcı ve tamamlayıcı bir müessir kuvveti olarak görülür. Aynı zamanda ibadetin de tatmin edici huzurunu tamamlayıcı bir unsur olarak görülür. Birçok yerde bayramlarda camiden çıkınca saatlerce halay çekildiği, bu inana göre bir zamanlar, taassup her sahada hakim tesirini yaparken, yalnız bu saha üzerinde hükümsüz kalmıştır.

Oyunlarımız hakkında bir fikir vermek üzere, burada mevzumuzu ilgilendiren örneklerden karakteristik bir oyun süiti örneğini vermekteyiz. Sıra ile birbiri arkasından oynanan bu oyun dizisi, kadın-erkek birlikte oynanan oyunlardan biridir. Doğunun geniş bir bölgesinde görülen bu oyun, Bitlis, Tatvan, Ahlat, Erciş mıntıkalarında düğünlerde ve mevsim bayramlarındaki kutlamalarda oynanır.

Oyuna, başlangıçta ağırca bir ritm ile sözlü (güfteli) olan Süzme Oyunu ile başlanır. Bir kadın-bir erkek, bir kadın-bir erkek… olmak üzere yanyana yarım daire şeklinde durulur ve hep bir ağızdan türküye başlarlar. Bir tarafta davul zurna, mümkün olduğu kadar hafif olarak terennümü takip eder. Oynayanlar türküyü söylerken ritme göre, ağır olarak, durdukları yerde yanlara doğru, sağa sola sallanırlar. Bir müddet böylece devam ederek birlik hareketle yarım daire sağa doğru yan yürüyüşle ritmik ve tutumlu olarak ağır ağır yürünür. Bir müddet de böyle devam ettikten sonra, ileri geri adım hareketleri, bu yan yürüyüş hareketlerine ilave edilir. Oyun türküsü ne kadar devam ederse bu hareketler de birlikte devam eder. Türkü bitişinde herkes susar, yalnız davul zurna melodiyi bir-iki defa tekrar ederek diğer oyuna “geçiş ayağı” gösterir. Bu sıra ritm biraz süratlicedir. Figürler de aynı, fakat süratlidir. Biraz devamından sonra oyuncular Meral oyun türküsüne başlarlar. Bu oyun birinciden daha hareketlice olup figürleri ise çok az farklıdır. Bir müddet devam ederek türkü bitince kadınlar saftan ayrılırlar. Sahanın bir kenarında dizi halinde dururlar. Oyun ve ritm bozulmadan sahada yalnız kalan erkekler gayet sert bir ritme uygun olarak ayak figürleriyle Tiringo oyununu oynamaya başlarlar ve gitgide çılgın bir vecd içinde bu oyun bir müddet oynandıktan sonra tekrar yumuşayan ve durulaşan bir hissin figürleriyle gitgide ağırlaşır. Erkekler oynarken kenarda duran kadınlar münasip zamanlarda ritme göre el çırparlar ki bu hareket erkekleri son derece tehyiç eder. Bu yavaşlama sırasında zurna, bu Tiringo oyun havasının bir parçasını yavaş olarak çaldığı bir sırada kadınların önüne gelen erkek safına ritm bozulmadan kadınlar girerler ve hemen Papuri oyun türküsünü söylemeye başlarlar. Burada erkekler türkü söylemezler, yalnız oyun hareketlerine uyarlar. Bu oyun da birlikte oynanan oyunardan biraz daha süratli olarak arzuya göre sözler bitinceye kadar devam eder ve bu suretle oyun sona erer.

Oyun oynanırken idare iki başta olanlardadır. Dizinin bir başında erkek diğer başında kadın bulunur. Çokluk ile oynanır.

***

Burada verdiğimiz dört türlü ve birbiri arkasından sıra ile oynanan oyunlar gibi daha birçok seri halinde oynananlar vardır. Şimdiye kadar bu gibi kadınlı erkekli olanlar içinde üç oyundan dokuz-on oyuna kadar birbiri ardından sıra ile oynanan serilere rastlanmıştır. Bu gibi birbirine girift olan oyunlar arasında icabında tek olarak oynanabilenlere de tesadüf edilir. Bu seri şeklinin ayrıca yalnız kadına veya erkeğe mahsus olanları da vardır.

Genel olarak oyunlarımızın tarz ve nevilerine toplu olarak baktıktan sonra bir tarafı daha göz önünde tutmamız lazımdır ki bunlar da, âdetlerde bulunan yine ritmik ayak oyunlarıdır. Bu oyunlar ise mevzularına göre totemik birer mahiyeti olan çok eski zamanlardan kalmış oyunlardır. Bu gibi oyunlara diğerleri gibi daha ziyade aşiret, oymak ve dağlılarda tesadüf etmek mümkündür. Şehir ve kasabalarda rastlamak imkanları çok azdır.

Görülüyor ki melodik hareketlerimizin orijinal ifadeleri olan bu oyun havaları, birçok hususiyetleriyle yarının karakteristik bale ve süitlerinin birer temel esaslarını teşkil edecek eşsiz ve zengin kaynaklardır. Bu bakımdan artık orijinal taraflarımızı belirten ve buna imkan verecek olam malzemeyi ortaya koymak zamanı geldiği kanaatindeyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklamlarla Destek Ol!